Gel Ey Nebi - İskender Pala



Gel Ey Güllerin Efendisi!

Gel ey, konuşurken dudaklarına tebessümler karışan!
Gel ey, yüzüne üzgünlerin üzüntüsünü dağıtmak yaraşan!
Gel ey, ateş-i aşkına yanmak için âşıkları birbiriyle yarışan!

Gel ey!

Ayrılığında çoğalan alevleriyle arınalım aşkının; yanalım yandıkça ve yandıkça yanalım Aşk yüzünden elbisesi yırtılan da, Hak uğruna gözlerini kurutan da seni arzulamakta şimdi Bizi kendine madem yine sensin bağlayan ve ayrılığının derdine yine sensin ayrılıkla derman olan, o hâlde gülümse bize Efendim, bize gülümse ‘‘Allah onları sever; onlar da Allah'ı sever’’ sırrına ermekte rehberimiz ol, tut günahkâr ellerimizden; günahkâr ellerimizden tut

Sen ey!
Gelsen hayallerimize bir kez Ve üzerine sepet sepet güller döksek biz Gelsen düşüncelerimize bir an Ve baharları sersek ayağına çiçek çiçek, mevsim mevsim, ıtır ıtır Dolunaylar yerine doğsan dünyamıza bir vakit Ve zatını gündüz değilse, hayalini gece göstersen bizlere Girsen ansızın düşlerimize, şevkat parmaklarınla okşasan başımızı ışık ışık Ve ışığına düşsek pervaneler gibi; pervaneler gibi ışığına düşsek

Gel Efendim

Bir kez doğ içimize de isterse kaybolsun dolunaylar güneşler Gir gözümüze de bir nefes, isterse silinsin tutiyalar, sürmeler İlham olup ak gönlümüze bir anda, isterse yitirilsin uçtan uca naatlar ve gazeller, beyitler ve dizeler uçtan uca yitirilsin isterse
Gel Efendim, dostluğuna muhtacız; umutsuz ve çaresiz bırakma çaresizlerini Gel yeter ki, hakkımızda verilecek her hükme razı olalım

Gel ey, bitir bitmeyen hasretini içimizde!
Gel ey, onsuz mutluluk bulamadığımız!
Gel ey, kendisine lâyık olamadığımız!

Gel benim Efendim, bir kez olsun dokun yüreğime, yüreğime dokun bir kez olsun
Yüreğim kanıyor efendim, kanıyor yüreğim!
Çığlık çığlığa beşeriyet, çiğnenmiş reyhanlar misali hep seni arıyor Uyandır, zindanlara koyduğumuz Yusufî sevdalarımızı efendim! Uyandır, bahtını üftadelerinin!

İskender Pala

Link: Naatın tamamı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder