Hoşçakal



Yapayalnızdır her insan.
Yalnız doğar, yalnız ölür.
Yalnızlığı yıkan,
paylaşmaktır.
Kalbinle ve ruhunla.
İşte bu yüzden savaştır paylaşmak aslında.
Sen bu savaşı yalnız vermeyi tercih ettin
Biz olmayı değil.
Ben olmayı seçtin.
Konuştuklarımı sana bırakıp
susarak gidiyorum.
Yalnız yaşadığım bizi,
yalnız bitiriyorum.
Kavga etmeden, kırıp dökmeden.
Sessizlik kazandı savaşımızı
Aşkı, sessizliğin korkunç bombardımanına bıraktık.
Şimdi konuşma zamanı değil.
Okyanus sessizliğinde can çekişlerimizi dinleme zamanı.
Seninle olmak.
Bizi öylesine "bir" yaptı ki
Şimdi yarım gidiyorum.
Bazen, ancak kapıyı sert vurduğu için duyarsın bir kadının gittiğini.
Kadın giderken susar.
Susana kadar çok susamıştır ilgiye sevgiye aşka.
Bu sefer ki başka.
Hoşçakal.

Süte Su Katmayan Kız

Hz. Ömer bir gece hizmetçisi ile birlikte kıyafetini değiştirerek halkı kontrol etmek ve problemlerini bizzat dinlemek üzere dolaşıyor. Bir gece bir kadının kızına;
- Kızım kalk süte su kat ve yarın onu satmaya hazırlan, dedi.
- Kızı: Anneciğim Hz. Ömer’in süte su katmayı yasakladığını duymadın mı, dedi.
- Annesi: Kızım! Halife burada değildir, o bizi görür mü veya herhangi bir kimse bizi görür mü, dedi.
- Kızı: Ömer bizi görmezse, Allah bizi görür. Lütfen böyle yapmayınız, dedi.
Hz. Ömer, bu kızın sözünü ve davranışlarını çok beğendi ve hizmetçisine; “o kızı oğlu Asım’a eş olarak alacağını” söyledi. Daha sonra onu oğlu Asım’la evlendirdi. Bu gelinin bir torunu, en meşhur ve en adaletli halifelerden biri olan Ömer b. Abdülaziz’dir.